Tıbbi Malpraktis Davalarında Zamanaşımı Süreleri dava açılmadan önce çözülmesi gereken ilk ve en önemli meseledir.

Bu konuya girmeden evvel malpraktis kavramı üzerinde durmakta fayda var. “Malpraktis” kelimesi kavram olarak bütün mesleki sorumluluk hallerini kapsamakla birlikte ülkemizde ve çoğunlukla, tıp alanındaki mesleki hata davaları ile sınırlı olacak şekilde dar anlamda kullanılmaktadır.

Tıbbi Malpraktis davası”, hastaların hekim, doktor, özel hastane ya da kamu hastanelerindeki her türlü tıbbi müdahaleden doğan zararlarının tazmini davalarıdır.

Örneğin, burun estetiği nedeniyle gittiğiniz hastanede estetiğin taahhüt edilene uygun şekilde yapılmaması, komplikasyonların önlenmemesi, batında sargı bezi unutulması, göz ameliyatında hastanın gözünün kör edilmesi, görme kaybına neden olunması, hastaneye bağlı nedenlerle enfeksiyon kapılması, hastaya bakmaktan kaçınmak ve bunun gibi TANI, TEDAVİ ve DİĞER HATALAR (kullanılan ekipmanın yetersizliğine bağlı hatalar gibi) genel başlıkları altında toplanacak hatalardır.

Her eylemin olduğu gibi hekim ya da hastane hatalarının da cezai, idari ve mali sonuçları bulunmaktadır.

Aşağıdaki yazımızda zararların tanzimi yönünden açılacak davaların ne kadar süre içerisinde açılması gerektiğine dair bilgileri bulunmaktadır.

Bilindiği üzere, her talebin hukuk tarafından belirlenmiş bir makul talep süresi vardır. Tıbbi malpraktis davalarında da böyle bir süre belirlenmiştir.

Malpraktis davaları ile ilgili dava ayrıntılı bilgi almak için Sağlık Hukuku sayfamızı okumanızı rica ederiz.

Zamanaşımının dolup dolmadığı ve dava şartlarının değerlendirilmesi için ofisimizin malpraktis avukatı departmanından ve ilgili olduğu sürece sağlık avukatı departmanından avukatlık hizmeti alabilirsiniz.


Sorumluluk Türü Açısından Sağlık Hukuku Sözleşmeleri

Malpraktis davalarında zamanaşımı sürelerinin tespit edilebilmesi için o uyuşmazlığın esasının tabi olduğu hukuki statünün öncelikle belirlenmesi gerekmektedir.

Malpraktis davalarının tamamı tek bir sorumluluk nedenine dayanmamaktadır.

Bu nedenle öncelikle aradaki sözleşmenin türünü belirlemek gerekir. Hekim ( doktor ), hastane, sağlık personeli, idare ve hasta arasındaki hukuki ilişkinin dayanağı şunlar olabilir.

  • Eser Sözleşmesinden Doğan Sorumluluk.
  • Vekalet Sözleşmesinden Doğan Sorumluluk.
  • İdarenin Hizmet Kusurundan Doğan Sorumluluk.
  • Vekaletsiz İş Görmeden Doğan Sorumluluk.
  • Haksız Fiilden Doğan Sorumluluk.

İdare Hukukunda Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süreler

Kamu hastanelerine karşı Hizmet Kusuru nedeniyle açılacak malpraktis davaları ise 2577 sayılı İdari Yargılama Yasasının 13.maddesine göre, zarara uğrayanların haksız ve hukuka aykırı eylemi öğrenmelerinden başlayarak (1) yıl ve herhalde eylem gününden başlayarak (5) yıllık zaman aşımına tabiidir.

Kalıcı sakatlık söz konusu ise, zaman aşımının başlangıcı kesin maluliyete ilişkin Sağlık Kurulu raporunun öğrenildiği tarih olacaktır.

Ölümlerde kuşkusuz zaman aşımının başlangıcı ölüm tarihi olacaktır.

İdareye Malpraktis Nedeniyle Tazminat Davası başlıklı yazıda malpraktis davalarının hukuki niteliği tartışılmıştır.


Özel Hastane ve Özel Borç İlişkilerinde Zamanaşımı Süreleri

Özel hastanelerdeki estetik ameliyatı haricindeki tıbbi müdahalelerde hekim ile hasta arasındaki ilişki vekalet ilişkisi olması nedeniyle bu ilişkilere uygulanacak zamanaşımı süresi Borçlar Kanunu 147/5. Maddesine göre Beş yıldır.

Estetik ameliyatı gibi belirli bir sonucun hekim tarafından taahhüt edilmesi hallerinde aradaki sözleşme “Eser Sözleşmesi” olarak değerlendirilecek ve uygulanacak zaman aşımı süresi de Borçlar Kanunun 147/6. Maddesine göre 5 yıldır olacaktır.

Buna karşılık eser sözleşmesinde hekimin yükümlülüklerini ağır ihmal ile hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi halleri haricindeki alacak taleplerinde 5 yıllık zaman aşımı süresi uygulanacaktır.

Hekimin ağır ihmali olması halinde ise zaman aşımı süresi 20 yıldır.

Vekaletsiz iş görme halinde ( örneğin hastadan onam alınmadan yapılan tıbbi müdahaleler gibi) özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanunu 146. Maddesinde gösterilen genel zamanaşımı süresi olan 10 yıllık zaman aşımı süresi uygulanacaktır.


Haksız Fiil Halinde Zamanaşımı Süreleri

Haksız fiil sorumluluğu durumunda haksız fiilin ayrıca ceza kanununa göre suç oluşturması ve ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmesi halinde tazminat davası süresi Borçlar Kanunu 76. Maddeye göre ceza davası zaman aşımı süresine tabiidir.

Buna karşılık idareye karşı açılacak tazminat davalarına uygulanacak zamanaşımı süreleri haksız fiil halinde de değişmemektedir.

Buna rağmen idare hukukuna giren sorumluluklarda da doktorun taksirle yaralama ya da taksirle öldürme suçları nedeniyle sorumluluğunun bulunması halinde doğrudan kendisine karşı açılacak davalarda, haksız fiil zamanaşımı süresi uygulanabilecektir.