Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebebiyle Boşanma Davası, medeni kanunda belirlenmiş özel bir boşanma davası türüdür.
Dava şartlarının değerlendirilmesi ve Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebebiyle Boşanma Davası açmak için ofisimizin boşanma avukatı departmanından avukatlık hizmeti alabilirsiniz.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 163. maddesinde “ Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir. “ hükmü bulunmaktadır.
Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, özel bir boşanma sebebidir. İlgili maddede tek bir boşanma sebebi düzenlenmemiştir. Boşanma sebeplerinden biri suç işleme diğeri haysiyetsiz hayat sürmektir.
Konu ile ilgili genel bilgi sahibi olmak için Aile Hukuku yazımızın incelenmesini tavsiye ederiz.
Suç İşleme Nedeniyle Boşanma Davası
Suç işleme nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için bir eşin diğer eşe karşı suç işleme şartı aranmamıştır. Eşin üçüncü bir kişiye yönelik işlediği suçlar boşanma nedeni olarak kabul edilmektedir.
Suç İşleme Nedeniyle Boşanma Davası Açılması İçin Aranılan Şartlar
- İşlenen suçun evlilik birliği kurulduktan sonra işlenmiş olmalıdır.
- Eş için ortak hayat diğer eşin suç işlemesi nedeniyle çekilmez hale gelmelidir.
- İlgili Kanun’un 163. Hükmünden anlaşılacağı üzere boşanma sebebi olarak kabul edilecek suçlar, küçük düşürücü yani yüz kızartıcı nitelikte olan suçlardır. Hangi suçların yüz kızartıcı nitelikte olduğu kanunda belirtilmemiş olmakla beraber toplumun tepki gösterdiği ve ahlaki açıdan kabul edilemez suçlardır.
Yüz Kızartıcı Suçlar Nelerdir?
Uyuşturucu ticareti, hileli iflas, hırsızlık, zimmet, rüşvet, evrakta sahtecilik, kasten öldürme, dolandırıcılık ve cinsel saldırı suçları örnek olarak verilebilir.
Önemle belirtmek gerekir ki öldürme suçunun küçük düşürücü olarak kabul edilebilmesi için suç işleyen eşin kastına ve işleyiş biçimine bakılmalıdır.
Örneğin bir eş meşru müdafaa kapsamında yahut tedbirsizlik ve dikkatsizlik nedeniyle üçüncü bir kişinin ölümüme sebebiyet vermişse bu olaylar kapsamında işlenen suç küçük düşürücü nitelikte olma koşulunu sağlamayacaktır.
Soruşturma ve Kovuşturma Aşamasında Olan Bir Suç Hakkında Suç İşleme Gerekçesiyle Boşanma Davası Açılabilir Mi?
Suç işleme nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için, küçük düşürücü suçu işleyen eşin ceza muhakemesi aşamalarını tamamlayıp hüküm giymiş olması gerekmemektedir. Ancak boşanma davasında karar verilebilmesi için ceza davasının bekletici mesele yapılması gerekmektedir.
Haysiyetsiz Bir Hayat Sürme Nedeniyle Boşanma Davası
Haysiyetsiz hayat sürme, toplumun anlayışına göre sürekli olarak namus, şeref ve haysiyet kavramlarıyla bağdaşmayacak şekilde yaşamaktır.
Söz konusu duruma örnek olarak alkol bağımlılığı, uyarıcı ve uyuşturucu madde bağımlılığı, gece hayatına düşkünlük, kumar bağımlılığı, kadın veya uyuşturucu madde ticareti yapması, anormal cinsel ilişki alışkanlığı, eşcinsellik verilebilir.
Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedeniyle Boşanma Davası Açılması İçin Aranılan Şartlar
- Ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelmelidir.
Eşlerden birinin haysiyetsiz bir hayat sürmesi söz konusu nedene dayalı boşanma davası açması için yeterli değildir. Ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelmelidir.
- Haysiyetsiz bir hayat sürmenin süreklilik arz etmesi gerekmektedir.
Bir defaya mahsus olarak toplum normlarına uymayan eylemleri gerçekleştiren eşe karşı haysiyetsiz bir hayat sürme nedeniyle boşanma davası açılamaz. Önemli olan husus eşin söz konusu eylemleri alışkanlık haline getirmesidir.
Suç İşleme Ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebebiyle Boşanma Davası Açma Süresi
4721 Sayılı Kanun’da suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma davası açabilmek için bir hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Eş her zaman bu nedene dayanarak boşanma davası açabilir.
Suç İşleme Ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebebiyle Boşanma Davasıyla İlgili Yargıtay Kararları
· Eş için ortak hayatın çekilmez hale geldiğinin kanıtlanması gerekmektedir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2004/13099 Esas, 2004/14288 Karar ve 1.12.2004 Tarihli bir kararında “ Dava Türk Medeni Kanununun 163. maddesinde yer alan ” … davalı eşin küçük düşürücü bir suç işlemesi ” sebebine dayanan boşanma isteğine ilişkindir. Mahkemece kesinleşme şerhli mahkumiyet kararının ibrazı üzerine başkaca delil toplanmaksızın davanın kabulüne ve boşanmaya karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 163. madde gerekçesinde; küçük düşürücü suç ve haysiyetsiz hayat sürmenin nisbi boşanma sebebi haline getirildiği, buna göre ister küçük düşürücü bir suç işlenmiş olsun, ister haysiyetsiz bir hayat sürülmüş olsun boşanmaya hükmetmek için bu durumların diğer eş için birlikte yaşamayı çekilmez hale getirmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Şu halde; suç işleme halinde birliğin diğer eş için çekilmez hal aldığının kanıtlanması gerekir. Bu nedenle davacı tarafın 18.09.2003 ve 23.02.2004 tarihli delil listesindeki kanıtları toplanmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir ” denilmiştir.
Cinsel Taciz Suçu
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/20560 Esas, 2015/4947 Karar ve 19.3.2015 Tarihli bir kararında “ Dava, boşanma istemine ilişkindir. Davalının, on iki yaşında bir kız çocuğuna cinsel tacizde bulunduğu, suçu sabit görülerek bundan dolayı ceza aldığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Mahkemece, “… davalının bu suçu bir kere işlemiş olmasının tek başına boşanmaya neden olmayacağı vicdani kanaatine varıldığı, bu durumun evliliği diğer eş bakımından çekilmez hale getirdiğinin ispatlanması gerektiği, bu yolda delil getirilmediği…”, gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Dava Türk Medeni Kanununun 163. maddesinde yer alan “küçük düşürücü suç işleme” sebebine dayanılarak açılmıştır, işlenen suçun niteliğine göre davacının dava açması karşısında onunla birlikte yaşaması kendisinden beklenemeyeceği açık ve tartışmasızdır. Boşanma sebebi gerçekleşmiştir. Davanın kabulü gerekirken, isteğin reddi doğru görülmemiştir ” denilmiştir.
· Eşin kumar bağımlılığı olduğunun sabit olması gerekir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/7465 Esas, 2020/838 Karar ve 6.2.2020 Tarihli bir kararında “Davacı kadın tarafından erkek eş aleyhine suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme(MK m.163) ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması(MK m.166/1) hukuki nedenine dayalı boşanma davası açılmış; ilk derece mahkemesince boşanmaya ve fer’ilere ilişkin hüküm kurulmuş, ilk derece mahkemesinin kararma karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi ile reddedilen tazminatlar ve davalı erkek tarafından tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar vermiştir. Bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesinde, davacı kadına kusur olarak yüklenen “Tayinini erkekten habersiz olarak başka bir yere aldırma” vakıasının, tarafların barışmasından önce gerçekleşmesi nedeniyle, kadına kusur olarak yüklenemeyeceği ve yine erkeğin tarafların barışmaları sonrasında şans oyunları oynadığının sabit olmaması nedeniyle bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği; tarafların birbirine karşılıklı olarak hakaret ettikleri, erkeğin kadına şiddet uyguladığı ve kadının da erkeğin ailesini istemediğinin ve tarafların sosyal çevre oluşturmalarına engel olduğunun tanık beyanlarıyla sabit olmasına karşın bu vakıaların taraflara kusur olarak yüklenmemesinin yerinde olmadığı belirtilmiştir. Bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesinde tarafların istinaf talebinin kusur belirlemesine yönelik olarak kısmen kabulü kanaatine varıldığı halde, kararın hüküm kısmında istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmek suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmıştır. Gerekçe ve hüküm arasında yatarılan bu çelişki tek başına bozma sebebi oluşturduğundan hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerekmiştir ” denilmiştir.
· Alkol Ve Gece Hayatına Düşkünlük Nedeniyle Diğer Eş Lehine Manevi Tazminat
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/6621 Esas, 2021/1229 Karar ve 11.02.2021 Tarihli kararında “Mahkemece boşanmaya neden olan olaylarda, yapılan yargılama ve dinlenen tanık beyanlarından erkeğin eşiyle ve çocuğuyla yeterince ilgilenmediği, alkol aldığı, gece hayatının olduğu, eve geç geldiği ve kadının ailesiyle yaklaşık on yıl görüşmediği anlaşılmıştır. Gerçekleşen kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Kadın yararına TMK m. 174/2 koşulları oluşmuştur. Mahkemece, yasal şartları oluşmadığı kabul edilerek kadının manevi tazminat talebinin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir ” denilmiştir.
Sürekli Olarak Sarhoş Olmak, Kumar Oynamak Ve Taşkınlık Çıkarmak Nedenleriyle Diğer Eş Lehine Manevi Tazminat
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/583 Esas, 2021/1940 Karar ve 04.03.2021 Tarihli kararında “Bölge adliye mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen davalı erkeğin, alkol alarak sürekli sarhoş olduğu, taşkınlık çıkardığı, kumar oynadığı, evde devamlı kavga ve tartışmaların olduğu şeklindeki boşanmaya sebep olan tüm kusurlu davranışları aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. Öyleyse, davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/2. maddesi koşulları oluşmuş olup, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, fiilin ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde bu isteğin reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir ” denilmiştir.
· Nafaka
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2011/12512 Esas, 2012/9811 Karar ve 16.4.2012 Tarihli bir kararında “ Davacı kadın hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış (TMK. md.162) ile suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK. md. 163) hukuki sebebine dayanarak boşanma talep etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. Davacı 21.04.2010 tarihli celsede nafaka istemediğini beyan etmiş ise de; sonradan 16.08.2010 tarihli dilekçesi ile yeniden nafaka talebinde bulunmuştur. Davacının nafaka istemediğine ilişkin feragat beyanı tedbir nafakası yönünden geleceğe yönelik sonuç doğurmaz. Bu nedenle davacı kadın ve yanında bulunan müşterek çocuk için yeniden istem tarihi olan 16.08.2010 tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olmuş; bozmayı gerektirmiştir” denilmiştir.
Suç İşleme Ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebebiyle Boşanma Davasında Görevli Mahkeme
4787 Sayılı Kanun’un 4. Maddesi gereği her iki türlü boşanma davasında görevli mahkeme Aile Mahkemesidir.
Suç İşleme Ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebebiyle Boşanma Davasında Yetkili Mahkeme
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 168. hükmü gereği boşanma davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesi veya davadan önce son defa 6 ay birlikte oturulan yer mahkemesidir.
Suç İşleme Ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebebiyle Boşanma Davası Masrafları Ne Kadardır?
Boşanma davası maktu harca tabidir. Çekişmeli boşanma davası giderlerini kimin ödeyeceğine davanın sonunda haksız çıkana yükletilmek üzere mahkemece kararlaştırılır. Dava masrafları hakkında hesaplama yapmak için masraf tarifesi başlıklı yazımızın incelenmesini tavsiye ederiz
Suç İşleme Ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebebiyle Boşanma Davasında Vekalet Ücretleri Ve Avukat Masrafları Ne Kadardır?
Çekişmeli boşanma davasında, sadece boşanmaya dair hüküm kurulmuş ise maktu vekalet ücretine hükmedilir. Buna rağmen maddi ve manevi tazminat talep edilmesi halinde, hükmedilen tazminat tutarı üzerinden nispi vekalet ücretine de hükmedilecektir.
Avukat masrafları hakkında bilgi almak ve hesaplama yapmak için avukat ücret tarifesi başlıklı yazımızın incelenmesini tavsiye ederiz.